Gündem

Srebrenitsa’yı hatırlamak…

Tarih Haber / 12.07.2014

11 Temmuz, Srebrenitsa Katliamı’nın 19. yıldönümü… Tüm dünyanın seyirci kaldığı, binlerce Boşnak’ın öldürüldüğü bu katliamı kaç kişi hatırlıyor? Ya da kaç kitapta bu Sırp zulmünün adı katliam olarak geçiyor?

Her şey 18. yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkan milliyetçilik akımıyla başlıyor esasında. Bu akımın 19. yüzyılda Balkanlar’a sıçraması, o bölgede toprağı olan Osmanlı’ya karşı isyan hareketlerinin başlamasına neden oluyor. Sonrası Müslümanlara yapılan zulümler… Bir yandan Yunanlar, diğer yandan Bulgarlar ve elbette Sırpların 19. yüzyılda uyguladığı baskı, yıldırma politikası ve işkenceler, 20. yüzyılda Sırpların ellerini kana daha da bulayarak katliam yapmasına kadar varıyor. Nedeni, Büyük Sırbistan hayali… 1389 yılında Osmanlılar tarafından uğratıldıkları tarihî yenilginin ardından gelişen hayal.

Sırbistan Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç’in, 17 Aralık 1992’de Belgrad’daki Taş Meydan’da yaptığı basın toplantısındaki sözleri, 600 yıllık kinin de göstergesi adeta: “Büyük Sırbistan ve Sırp İmparatorluğu’nun kurulmasına az bir zaman kaldı. Tam, 1389 Kosova Meydan Muharebesi’nden bu yana Büyük Sırbistan kurulamadı. O gün artık gelmistir (…) Tek çare, Büyük Sırbistan’ın doğmasını bugüne kadar önleyenlerin tasfiye edilmeleri ve bu suçluların, faturasını kanları, malları, mabetleri ve ırzları ile ödemeleridir. Faturayı biz ödeyecek değiliz. Yugoslavya’nın tarihî birliğine ve Büyük Sırbistan’ın kurulmasına varlıklarıyla engel olan bazı Hırvatlar ve Müslümanlar, Kosova ve Makedonya’daki Arnavut ve Türkler ödeyecekledir bu faturayı (…) Acıma yok. Büyük Sırbistan’a mani olan kim olursa olsun, faturasını ödeyecektir. Bana ‘Gülmeyen Başkan’ diyorlar. Son Müslüman engel de ortadan kalktıktan sonra ben de güleceğim.”

21. yüzyıla 5 kala Orta Çağ vahşeti

Bosna-Hersek Cumhuriyeti, referandum sonucu aldığı kararla 1992 yılının Mart ayında bağımsızlığını ilan eder. Sırpların boykot ettiği bu referandum, Boşnak-Sırp çatışmasının baş göstermesine sebep olur. Büyük Sırbistan kurma hayalindeki Sırpların, Bosna-Hersek’te uygulamaya başladığı etnik temizlik ise Nisan 1992’ye uzanır. Srebrenitsa’nın hemen dışındaki Bratunac köyünde 350 Bosnalı Müslümanı uluslararası hiçbir anlaşmaya kulak asmayarak pervasızca katlederler. Kosova Savaşı’nın bitimine kadar işkence ile katledilen Müslüman sayısı 200 bini bulur. Yakşalık 2 milyon Boşnak evlerinden sürülür, on binlerce kadına tecavüz edilir. Savaş öncesi Müslümanların yoğun olarak yaşadığı bölge, savaş sonrası Sırp nüfusun egemenliğine girer.

Birleşmiş Milletler tarafından 1993 yılında “Güvenli Bölge” ilan edilen Srebrenitsa, bu kavram gereği elindeki silahları Barış Gücü’ne teslim eder. Savunması kırılır haliyle. Sırplara ise ciddi herhangi bir yaptırım uygulanmaz. Bu durum Srebrenitsa’nın Sırpların hedefi haline gelmesini kolaylaştırır. Güvenli Bölge ilanından iki yıl sonra, 6 Temmuz 1995’te Srebrenitsa, Sırp istilasına maruz kalır. 11 Temmuz 1995’te, Sırp Ordusu Komutanı Ratko Mladiç komutasındaki Sırplar kente girmiş, beş günde 8 bin Müslümanı kurşuna dizmiş, yakmışlardır. Haberin yayılmasını önlemek için de cesetleri toptan gömerler. Lakin bu toplu mezarlar savaş sonrası bir bir ortaya çıkarılır.

Kasım 1995’te ABD’nin Ohio eyaletinde imzalanan Dayton Antlaşması’yla savaş sona erer. Antlaşmaya göre Bosna Hersek kantonlara bölünmüş; ülkenin %49’u Sırp Cumhuriyeti, %51’i Boşnak-Hırvat Federasyonu kontrolü altına girmiştir. Bosna-Hersek Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç bu antlaşmayı “Adil olmasa da olabileceğin en iyisi” olarak niteler. Uluslararası Kızılhaç Örgütü verilerine göre Bosna-Hersek’te 200 bini Boşnak 312 bin kişi ölmüştür. Ölenlerden 35 bininin çocuk olması, tarihe geçmiş bu lekenin karalığını büyütür.

Yeni Haberler