Dosya Haberler

Yıldız Savaşları’na dair notlar

Arda Akıncı / 04.05.2016

Sinema ve eğlence dünyasının neredeyse son 40 yılına damgasına vuran bir fenomen var. “Yıldız Savaşları” ya da orijinal ismiyle Star Wars sinemalara geldiği ilk günden bu yana durmaksızın hayran kitlesini genişletiyor. Yalnızca çocuklar ve gençler değil, ilk filmi sinemalarda izleyebilmiş milyonlarca kişi de bu çılgınlığa katılıyor. Öncelikle bilim-kurgu tarzı bir film olarak tasarlanan Yıldız Savaşları’nın zamanla birlikte oyunları, oyuncakları, çizgi romanları ve televizyon dizisi dahi çekildi. Tarihe baktığımız zaman herhalde bu kadar –farklı yaş grupları ve kitlelerden insanlar arasında– popüler olan çok fazla sinema filmi bulunmamaktadır. Yıldız Savaşları sevdası öyle bir hale gelmiştir ki 4 Mayıs dünyada hayranları tarafından Dünya Yıldız Savaşları olarak kutlanılmaktadır. Bunun nedeni ise tamamen filmin içeriği ile alakalıdır. Filmde sık sık kullanılan repliklerden biri olan “May the force be with you” yani “Güç seninle olsun” cümlesi üzerinde ufak bir oynama yaparak “May the fourth be with you” yani “Mayıs’ın dördü seninle olsun” haline getirilmiştir.

Yıldız Savaşları’nın tarihine baktığımız zaman ise serinin ilk gösterime giren filmi “4. Bölüm: Yeni Bir Umut” olmuştur. 25 Mayıs 1977 tarihinde gösterime giren filmi George Lucas yönetmiş ve üç senede bir devam filmleri yayınlanmıştır. 1980 yılında filmin beşinci bölümü “İmparator” ve 1983 yılında altıncı film “Jedi’ın Dönüşü” yayınlanmıştır. Yıldız Savaşları ile ilginç bir başka nokta ise hikayenin ortasından yayınlanmaya başlamasıdır. Yukarıda da değindiğimiz gibi ilk yayınlanan film aslında hikayenin başı değildir. Dördüncü, beşinci ve altıncı filmler 1983 yılında tamamlandıktan tam 16 sene sonra yine bir mayıs ayında hikayenin ilk filmi “Gizli Tehlike” yayınlanır. Daha önceden olduğu gibi, George Lucas yönetmenliğinde çekilen filmler üç senede bir yayınlanmaya devam eder. 2002 yılında ikinci film “Klonların Saldırısı” ve 2005 yılında da üçüncü film olan “Sith’in İntikamı” gösterime girer. İkinci ve üçüncü film arasında geçen ve televizyonlarda 2008 ile 2014 arasında altı sezon çizgi dizi “Klon Savaşları” yayınlanmıştır.

Gösterime giren her bir yeni Yıldız Savaşları filmi gişe rekorları kırar, dünyanın dört bir yanından milyonlarca hayranlarını sinema salonlarına çeker. Filmler sadece hayranları tarafından değil dünyaca ünlü sinema yönetmenleri, eleştirmenleri tarafından da takdir edilir ki birçok dalda Oscar adaylığı ve ödülü bulunur serinin. Gişe gelirleri baz alındığında en kötü filminin yapımcı şirkete yüz milyonlarca dolar ve bunun yanı sıra resmi ürünleri ve oyunları ile birlikte daha nice milyon dolarlar kazandırdığı düşünülürse Yıldız Savaşları’nın yıllar içerisinde hayranlıktan adeta bir çılgınlığa dönüştüğünü söylemek yanlış olmayacaktır.

Bu çılgınlıktan etkilenen Disney de geçtiğimiz yıllarda serinin bütün haklarını satın aldı. Haklarını satın aldıktan sonra hayranlarını da heyecanlandıracak şekilde yeni bir üçlü serinin yayınlanacağını duyurdular ve bu son üçlünün ilk filmi –yani yedinci bölüm– “Güç Uyanıyor” 2015 yılının Aralık ayında yayınlandı. Yayınlandıktan kısa bir süre sonra ise film Kuzey Amerika’da en yüksek gelirli, bütün dünya da ise gişe geliri en yüksek üçüncü film olmuştur. Her ne kadar böyle büyük bir başarı gösterse de film hayranlarının bir kısmı tarafından hayal kırıklığı olarak tanımlanmıştır.

Sinema kritiklerini, tekniklerini vs. bir kenara bırakırsak eğer, en başta da söylediğimiz üzere popüler kültürün son 40 yılına damgasını vuran bir seriden bahsediyoruz. Gelgelelim, birçok sinema eleştirmeninin ortak görüşlerinden bir tanesi de Yıldız Savaşları’nın sinema alanında da yeni bir çağ başlattığıdır. Gerek serinin filmleri ve çizgi filmleri gerek de farklı alanlarda satılan birçok ürünüyle hemen hemen herkesin takdirini kazanmıştır. Yıldız Savaşları çılgınlığı her ne kadar bugün insanları neredeyse izleyenler ve izlemeyenler olarak ikiye ayıracak kadar büyük bir hale gelse de, bunun bir eğlence unsuru olduğunu unutmadan, yayınlandığı ilk günden bugüne sosyolojik ve popüler kültüre olan etkisini araştırmak da ziyadesiyle önemli olduğunu düşünüyorum.

Yeni Haberler