Dosya Haberler

Hezarfen Ahmed Çelebi efsanesi

Selahattin Turhan / 05.05.2016

Her tarih anlatısı aslında biraz efsanelere dayanır. Kendi gözlerimizle görmediğimiz, birtakım yazılı kaynaklar, hatta bazen yazılı bile olmayan sözlü kaynaklar tarafından günümüze ulaşan anlatılar her daim tam anlamıyla gerçekleri yansıtmayabilir. Daha önce sitemizde yayınlanan birçok yazıda (Roma’nın Kuruluşu, Marie Antoinette, Baltacı ile Katerina vs.) bu efsanelerin bir kısmına değinmiştik. Yaşadığımız coğrafyanın en meşhur anlatılarından bir tanesi de Hezarfen Ahmed Çelebi ile ilgili olandır.

Ahmed Çelebi, ilim ve sanat dalları ile hem yakından ilgileniyor hem de çok iyi anlıyor olması nedeniye Hezarfen –yani bin fenli– unvanını aldığı sanılmaktadır. 1606 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Ahmed Çelebi, rivayete göre 1632 yılında kendi yaptığı kartal kanatlarını evvela Okmeydanı’nda denemiştir. Daha sonra yine bu kanatlar ile Galata Kulesi’nden kendisini esen lodos rüzgarına karşı boşluğa bırakmıştır. Taktığı kanatlar ve rüzgarın da katkısıyla üç kilometre kadar ötede, Üsküdar semtinde bulunan Doğancılar’a inmeyi başarmıştır. Hezarfen’in bu uçuşunu dönemin padişahı Sultan IV. Murad Sarayburnu’nda bulunan Sinan Paşa Köşkü’nden izlemiştir. Bu olayı gören Sultan IV. Murad, Hezarfen Ahmed Çelebi’ye bir kese altın ihsan eyledikten sonra “Bu adamın elinden her şey gelir ve korkulacak birisidir.” diyerek Cezayir’e sürülmesini emretmiştir. Ahmed Çelebi de Cezayir’de sürgünde iken 1640 yılında hayatını kaybetmiştir.

Gelgelelim, bu hikaye günümüzde yalnızca bir efsane olarak bilinmektedir. Bunun birden fazla nedeni vardır. İlkin, bu hikayenin kaynağı ve anlatıcısı Evliya Çelebi’dir. Evliya Çelebi her ne kadar önemli bir kaynak olarak tanımlansa da birçok konuda olayları abartılı olarak naklettiği bilinmektedir. Bunun en büyük örneklerinden bir tanesi de Erzurum’da tanık olduğunu ileri sürdüğü, bir kedinin damdan dama atlarken havada donması ve baharda buzları çözülüp yaşamaya devam etmesi olayıdır. Dolayısıyla, Evliya Çelebi ve Seyahatname’yi kesin bir kaynak olarak kabul etmek olanaksızdır. Bununla birlikte bu olayı Evliya Çelebi dışında aktaran ne yerli ne de yabancı bir başka kaynak bulunmaktadır. Son olarak da, yaklaşık üç kilometrelik bir mesafeyi bu şekilde kat etmek, XXI. yüzyılın teknolojisi dahilinde bile neredeyse imkansızdır. Yani, Evliya Çelebi tarafından aktarılan Hezarfen Ahmed Çelebi’nin bu hikayesi nereden tutsak elimizde kalıyor. Her ne kadar gerçek olamayacak bir efsane de olsa hemen hemen her kültürde yer alan bu tarz anlatılar renkli hikayelerden ibarettir. Lakin, benzer anlatıları, hikaye ve efsaneleri gerçek ile karıştırmamak, bunların tarih yazımını etkilemesine izin vermemek gerekir.

 

Kaynakça

Seyahatname, Evliya Çelebi

Hezarfen Ahmed Çelebi, Mustafa Kaçar

Yeni Haberler