Dosya Haberler

Fotoğrafın tarihine dair kısa notlar

Selahattin Turhan / 28.03.2016

Fotoğraf çekmek hele ki günümüzde ellerimizin altında olan akıllı telefonlar ile tam anlamıyla günlük bir aktivitenin ürünü haline gelmeye başladı. Bundan yıllar evvel bir fotoğraf makinasına sahip olmak, onunla hayattan bazı kareleri dondurarak anılar yaratmanın büyük hazzının hala devam ettiğini söylemek mümkün değil. Diğer bir deyişle, insanların maaile süslenerek, en güzel kıyafetlerini giyinerek büyük bir heyecanla stüdyolara bir kare fotoğraf için gittikleri zamanlar geride kaldı. Fotoğraf da bir anlamıyla ziyadesiyle sıradanlaştı. Peki bu günlere gelmeden önce fotoğraf nasıl ortaya çıktı, nasıl popüler oldu?

Birçok konuda olduğu gibi XIX. yüzyıl fotoğraf için de bir dönüm noktasıdır. Zaten ilk fotoğraflarda bu yüzyılın başında çekilmiş, aynı yüzyılın sonlarına kadar fotoğrafçılık da her anlamıyla büyük gelişmeler göstermiştir. Ortaçağ Avrupa’sında resim, heykel gibi alanların varlığıyla gelişme gösteren geometri ve perspektif XVIII. yüzyıla gelindiğinde fizik ve kimya alanlarında yaşanan gelişmelerle birleştiği vakit fotoğraf ortaya çıkmıştır. Gerek IX. yüzyılda Arap yarımadasında gerek de XV. yüzyıldan başlayarak Avrupa’da bugünkü fotoğraf makinalarının çalışma prensiplerinin temeli atılmıştır. Karanlık bir oda ya da kutu yani camera obscura üzerinde bulunan bir delik vardır. Bu delikten geçen ışık karşı duvarda ters bir görüntü oluşturur. Zamanla bu odalar ve kutular ilerleyen teknolojinin yardımıyla küçülmeye başlar.

Bu gelişmeler ışığında ilk fotoğrafı da 1826 yılında Fransız Joseph-Nicephore Niepce yaklaşık sekiz saatte ışık altında almıştır. Niepce’den sonra 1839 yılında Jospeh Petzval bu süreyi kısaltmaya yarayan bir mercek geliştirmiş ve bu mercek uzun yıllar boyunca fotoğrafçılar tarafından kullanılmıştır. Objektifin geliştirilmesi ile Niepce’nin sekiz saatte aldığı fotoğrafın alınma süresi dakikalara hatta saniyelere inmiştir. Böylece günümüzde bildiğimiz portreler çekilmeye başlanmıştır. 1839 yılından başlayarak fotoğraf sektöründe büyük gelişmeler yaşanmıştır. Zaman içerisinde bugün hala analog fotoğraf makinalarında kullanılan fotoğraf negatifleri, gümüş bromürlü jelatin emülsiyonlar ve kutu kameralar icat edilmiştir.

Fotoğraf Osmanlı topraklarına ise 1840’lı yıllarda gelmiştir. İlk açılan fotoğraf stüdyosu 1842 yılında Beyoğlu’nda icra-i sanat eylemeye başlamıştır. Bu stüdyonun sahibi bir gayr-ı Müslim Mösyö Kompa’dır. Stüdyo her ne kadar gazetelerin ilgisine mazhar olsa da çok uzun süre açık kalamamıştır. İlk uzun süreli stüdyo 1856 yılında Kırım Savaşı nedeniyle İstanbul’a gelen Alman kimyager Rabach tarafından açılmıştır. Rabach’ın açtığı stüdyo hem fotoğrafın Osmanlı topraklarında gelişmesi hem de yeni fotoğrafçıların yetişmesi konusunda önemli bir rol oynar. Rabach’ın yanında yetişen Kayserili Ermeni kardeşler stüdyoyu bir süre sonra devralır ve Abdullah Kardeşler adıyla işletmeye başlarlar. Abdullah Kardeşler stüdyosu öyle ün yapar ki Sultan II. Abdülhamid bu kardeşleri ressam-ı hazret-i şehriyari sıfatıyla Osmanlı sarayının resmi fotoğrafçısı yapar. Bugün Sultan II. Abdülhamid dönemine ait Abdülhamid Albümü adıyla bilinen fotoğraflar da yine bu dönemde Abdullah Kardeşler tarafından çekilmiştir.

Fotoğraf stüdyoları başlarda daha ziyade gayr-ı Müslimler tarafından açılıyor ve işletiliyordu. Müslümanlar tarafından ilk stüdyo ise 1905 yılında Girit’te Salih ve Baha Bediz beyler tarafından açılmıştır. Ancak fotoğrafın ve stüdyoların Anadolu’da yayılması ise erken cumhuriyet dönemine kadar gerçekleşmez. Hatta bu yayılmanın temel nedeni de fotoğrafa ve fotoğrafçılığa olan ilgiden kaynaklanmaz. Aksine bürokratik ve resmi işlemler şart koştuğu için ahali mecburiyetten fotoğraf çektirmeye başlar.

 

Kaynakça

Ertuğrul Algan, Fotoğrafın Kısa Tarihi

Kudret Emiroğlu, Gündelik Hayatımızın Tarihi

Yeni Haberler